11 Şubat 2015 Çarşamba

PAZARTESİ SENDROMSUZLUĞU

Uyuşmak için çeşitli uyarıcıları almaya gerek yok. Günde 747427 tane kahve içmeye gerek yok. Ya da alkole. Ya da vb.
Gerek yok, uyuşmak -ya da rahatlamak diyelim- için. Amaç buysa tabi.
(amaç?)
Kimi kendini rahatlatmak için haftasonlarını değerlendirir, kafasını boşaltır; haftaiçinin doluluğunu bir arjantin bardağının içindeki sıvıyı yudumlayarak atar. Bünyesine kattığı rahatlamayı gecenin sonunda masadan son kez kalkarak tuvalete bırakır ve çıktığında hesabı kapatır. Konsantre edilmemiş bir yumuşaklıkla yatağında bekleyen mışıl uykuya ulaşmak üzere evine gider sonrasında. Haftanın stresini atmanın nihai adımı. Uyandığında yapacağı tek bir şey kalmıştır artık yapması gereken, son bir görev: "5 günün yorgunluğunu atma manifestosu"nun son basamağı: Pazar Kahvaltısı. Onu da yerine getirdiğinde, görev başarıyla tamamlanır ve yeni haftanın benzer programı; gece 23 suları, tam da uyku öncesi yeniden tanımlatılabilir artık bünyeye.
-Pazartesiye Giriş 747483-
Yükleme başarıyla tamamlandı...
Standartların dışında her gününü cuma-cumartesi gibi yaşayanları yadırgama programı var bir de. Anlam verilemeyen ve çoğunluğun hareketleriyle örtüşmeyen insanları kınama, uyarma ve onlara bakıp da rutin döngünün içinde kalabildiği için şükretme dersi bir üst seviyeye ulaşanlar için. (en az 1 yıl boyunca sadece haftasonlarını kendine ayıranlar katılabilir.)
Nerede bir standart varsa, kalıpların dışına taşmışlık da vardır. Örtüşmeseler de bilirler o karşıtlığı.
Tek mesele farklılıklara saygı gösterebilmek; diktenin uzaklaştırıcı ve yıkıcı etkisinin farkındalığını anlayıp.
O sebeple Sevim, kimileri sosyal alkoliktir, kimileriyse sadece içer; diyez işareti yanına iliştirdiği kelimelere önem vermeden.

26.01.2015 02:22

Hiç yorum yok: