Bir şeyleri (es ver) bir yerlerde (yine bi es) olduğu gibi bırakıp uzaklaşmak (dolu dolu es), daha da fevkaladesi -gitmek- epey zordu. (es'ler biter.)
İnsanın kendisine verdiği sözleri bozan yine kendisiyse, o sözler nerede tutulup birikiyordu? Ya da bir yerlerde birileri biriktiriyor muydu?
Geçip gitmek var şu kedi gibi; umarsız, duyarsız, 'hiç' bakışlı.
Geçip gidiyoruz o kedi gibi. Hiçten hiçliğe doğru.
Ama insanız, dönüp de geriye bakmak var serde.
Rüzgarın yüzüne doğru üflenen sigara dumanı gibi...
Ne kadar dumanlı yaşarsak o kadar iyi!
Fon: Nazan Öncel - Geceler Kara Tren (çalmasa da şu an, kafamda döner ama durmaz.)