24 Kasım 2013 Pazar

Cızır Cızır Bir Kayboluş Öyküsü

- Şşşş. Sessiz ol. Cızırdama.
- fiyuhciyuhkl zzzzz kfjhf.
- Gürültü yapma dedim, sana.
- dıt dıt dıt ciiyukjdf.



İç sesi saçmalar mı insanın?
Anlamsızca harfleri birleştirip cızırdamaktan öte ses çıkarmayan bir radyo frekansına dönüşür mü?
Hafızasını kaybetmiş bir insanın konuşacak bir şey bulamayacak kadar unutmuşluğuyla panikler mi?

Olur bazen. Olmalı belki de.
Arada susmalı, fark etmeli, dinle(n)meli.
Bazen istemeden olur. İstemeden susar, içindeki teller kopmuştur.
Yetenekli bir piyanistin, bir anda tüm bestelerini unutuvermesi gibi, yanlış notalarla alakasız bir melodi yaratıp, gezinmesi gibi tuşlar üzerindeki parmakların.
Her şeyin bir oluru vardır ya hani, böylesi de olabilir.
Hayat bu. Ne zaman ne olacağını kim bilir?

Çünkü bazen, algılanan her şey değişmiştir. Taşlar yerinden oynamış, içeride bir yerlerde depremler olmuş, soğuk rüzgarlar esmiştir. Farkında olmadan değişen şeylerin önce ne olduğunu fark etmek gerekir ki, her şey normal rutinine dönebilsin.

Farkındayım.
Dönemiyorum.
Dönebileceğim bir yer yok gibi.
Korkuyorum.
Bulamamaktan.
Her gün, farklı bir mutsuzluk sebebi sanki.
Ağızlar oynuyor, görüyorum.
Duyamıyorum.
Anlayamıyorum.
Komadaki bir hasta kadar hissizim.
Ne hissedeceğimi bilmiyorum.

Kim istedi böyle olmasını, kim yaptı, neden böyle oldu?

Artık soru sormuyorum. Yorgunluktan öte değil cevabı sana, bana, herkese göre değişebilecek, değiştirilebilecek tüm soruların.

Bugün bir şey fark ettim.
Ne kadar anlamsızlaşıyormuş hayat eksilince kimi insanlar.
Tamamen boşluğa düşüvermek gibi bir anda.
Çalmayan telefonlar, gelmeyen mesajlar.
Yapacak hiçbir şey bulamamanın sıkıntısı, hüznü.
Etrafımdaki boşluk çemberi içinde kalan bir ben.
Parkta unutulan bir top gibi.
Geri dönüp kimsenin almayacağı, çünkü değeri yok.
Yenisi alınır.
Top bu.
Üzülme.

Her şeyin bir oluru vardır ya hani.
Artık yok.
Bana kalmamış.
Herkes paylaşmış kendi arasında.
Herkes bulmuş olurunu, yolunu.

Rüzgar esti, top sürükleniyor.
Sıkıştı bir ağacın dibindeki taşla dal arasına.
Kim gelecek yardıma?

Üzülmeye gerek yok.
Top bu.
Yenisi de bulunur, alınır da.
Bu kadar basit.

Üzülmeye gerek yok.
Anlamsızca cızırdayan  iç sesin de susar elbet.
Tamamen kör, tamamen sağır kalırsın.
Ne olacak?
Yaşıyorsun ya sonuçta.
Yetin.

Rüzgar kuvvetlendi. Top havalandı.

Uçuyor...
Düşecek yakında...
Düşer.
Ve herkes izliyor...
Yerde can çekişen bir yaralıya bakan, tüm insanlar gibi.
Herkes sadece bakıyor.
Gören yok..

uçuyor.


"Hayat kısa. Kuşlar uçuyor." 










Hiç yorum yok: