2 Ağustos 2009 Pazar

röntgen

hayatımıza yön vermek her zaman elimizde midir?
çoğu zaman önümüzde uzanan yolları tercih ederken, farklı bir yaşamı arzulamak,bastırılan istekleri gerçekleştirmek için adım atmak zor mu?
sonuçlarından korkarak adım at(a)mamak ve yapıl(a)mayan, cesaret edil(e)meyen isteklerin sadece "istek" olarak kalmasından rahatsızlık duymak bir gün..

"Ah keşke yapsaymışım/deseymişim/cesaret etseymişim.."

peki ya yapılanlardan, istenip de icraate dökülen her hareketten birgün pişmanlık duymak?
hangisi daha doyurucu daha rahatsız edici?
yap(a)mayıp içerde biyerde ruhun bi köşesinde sıkışıp kalması mı yoksa yapmaya cesaret edip, yolu değiştirip o yolda kaybolmanın verdiği rahatsızlık mı daha doyurur insanı?
yada doyuramaz !
belki de hiçbiri...
seçimlerimiz mi belirler her zaman hayatımızın yapı taşlarını?
seçemediklerimiz,seçmeye korktuklarımız,yada seçmek zorunda kaldıklarımız..?
ya mutluluğa giden yol seçtiklerimizden değil de seçemediklerimizden, elimizin tersiyle ittiğimiz seçimlerden geçiyorsa..?
tam bir muamma..?
ruhun röntgenini çekip bakmak mümkün olsaydı, sayısız bastırılmış isteğin isyan halinde içerde biyerlerde çarpıştığını görür ve boşvermiş bir hayata tahammül edemezdik belki de...

bazen istemek de yetmez, seçmek de..
hayat belirlerse seçmen gereken yolu, karşı çıkamazsın bazen..
yaşanacakların karından yaşanmışların zararını çıkardığında elinde kalan koskoca bir sıfırsa çabalamak boşa...
önünde uzanan yolda yürü o vakit.. çabalama!
nasılsa kayıp yok,kazanç yok...
ama diyebilirsen ki yaşayacaklarımın karı gördüğüm zarardan büyük olacak, o zaman değer belki savaşmaya..

bir gün,
"ah keşke yapsaydım/deseydim/cesaret etseydim.." dememek için...

ya savaş ya kaybet...

Hiç yorum yok: